NEÜ Gıda Mühendisliği Bölümünden Sağlıklı Proje

NEÜ Gıda Mühendisliği Bölümünden Sağlıklı Proje
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Mustafa Kürşat Demir, buğday ruşeymi kullanarak farklı lezzette, doğal, katkısız ve insan sağlığına faydalı...

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Mustafa Kürşat Demir, buğday ruşeymi kullanarak farklı lezzette, doğal, katkısız ve insan sağlığına faydalı olabilecek nitelikte yeni bir ürün geliştirdiklerini söyledi. Demir, buğday ruşeymine çeşitli teknikler uygulayarak daha kaliteli ruşeym elde ettiklerini ve bunu eriştelere uyguladıklarını, bu uygulama sonrasında çok güzel bir lezzet yakaladıklarını ifade etti.
Buğday ruşeyminin besin açısından oldukça üstün bir besin maddesi olduğunu, özellikle de bağışıklık sistemini güçlendirici ve sindirim sistemine yardımcı olduğunu söyleyen Demir, buğday ruşeyminin birçok kanser hastalığını engellemeye yardımcı olabileceğini bildirdi. Beyaz unda ruşeym bulunmadığı için, besin kalitesinin düştüğünü belirten Demir, son zamanlarda buğday ruşeyminin besinsel açıdan üstünlüğünü bilen ve duyan birkaç firmanın bu ürünü paketleyerek satışa sunduğunun altını çizdi. Buğdayın yaklaşık yüzde 2-3’lük kısmını oluşturan ruşeymin, besinsel açıdan birçok gıda maddesinden üstün ve yaklaşık olarak yüzde 30 protein, yüzde 11 yağ, yüzde 45 karbonhidrat ve yüzde 5 mineral içerdiğini söyleyen Demir, sözlerine şöyle devam etti:
“Oldukça dengeli bir besindir. Özellikle, E, B vitaminleri ve doymamış yağ asitlerince zengindir. Yani insanın beslenmesi için gerekli birçok besin maddesi ruşeymde bulunmaktadır. Fakat bu besince zengin kısımlar yani ruşeym, beyaz un yapılırken, unlarımız daha çok dayansın, bu unlardan yapılan ekmekler daha beyaz olsun ve daha çok kabarsın diye undan uzaklaştırılmaktadır. Çoğunlukla un kepeği ile birlikte hayvan yemi olarak yem sanayine verilmektedir.”
Mustafa Kürşat Demir, olumsuzlukların giderilmesi veya en aza indirmenin de mümkün olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz proje ekibi olarak bunu başardık. Tamamen doğal olan ve doğanın bize sunduğu nimetlerden yararlanarak birtakım teknikler ile raf ömrü daha uzun, daha besleyici ruşeymler elde ettik. Bunu test etmek için de eriştelere ilave ederek deneme yaptık. Bu denemelerin sonunda oldukça güzel sonuçlar aldık”
Çocukların beğenerek tüketebileceği bir tat yakaladıklarını aktaran Demir, şunları söyledi: “Özellikle çocuklarımızı hedef aldık, çünkü fast-food kültürü ile büyüyorlar. Sağlıklı nesiller için sağlıklı beslenmemiz gerekiyor. Erişte ve tarhana gibi gıdaları çocuklarımız tanımıyor artık. Bizler de, doğanın bizlere sunduğu nimetlerin doğru kullanılarak sağlıklı gıdaların üretilmesi ve geleneksel gıdalarımızın yeni nesillere farklı bir formatta tanıtılması ve hatırlatılması için bir proje geliştirdik. TÜBİTAK destekli bu projemiz ile buğday ruşeymlerine doğal stabilizasyon teknikleri uyguladık. Raf ömürlerini uzattık. Eriştelere ilave ederek lezzetli bir yeni ürün elde ettik.”
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kürşat Demir başta tüketiciler olmak üzere makarnacılık ve ekmekçilik sektöründe faaliyet gösteren firmaların da buğday ruşeymine ilgisiz kalmaması gerektiğini sözlerine ekledi.