Rektör hakkında yapılanlar itibar suikastıdır

Rektör hakkında yapılanlar itibar suikastıdır
Son günlerdir KMÜ Rektörü Prof. Dr. Namık Ak hakkında yapılan haberlerin arkasında kimler var ve neden yapılıyor?
KARAMANİNSESİ.COM ANALİZ...
 
Namık Ak ve dolayısı ile KMÜ neden yıpratılmaya çalışılıyor?
Özellikle son dönemlerde sık sık çeşitli ithamlar ile gündemi meşgul eden Prof. Dr. Namık Ak 05 Şubat 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesine rektör olarak atanmıştı. Malumunuz 15 Temmuz’dan sonra artık üniversite rektörleri seçimle değil merkezi olarak tepeden gelmekte. Dolayısı ile bu atamalarda Ak Partiye yakın isimlerin değerlendirilmesi oldukça yüksek.
Gelelim üniversitedeki savaşa…
Yine aynı merkezi atama ile Ocak 2017’de eski rektör Prof.Dr. Mehmet Akgül göreve getirilmiş ve devir teslim töreninde FETÖ ile mücadelenin yoğun şekilde gerçekleştirileceğini dile getirmiştir. (https://www.youtube.com/watch?v=fqN-i0rDmog)
 
O dönemlerde birçok görevden alma olmuş (ki yeni yönetim elbette kendi ekibi ile çalışmak isteyecektir) aynı zamanda özellikle Konya’dan sözde birbirinden yetenekli insanların transferlerini de başlanmıştır. 5 yıllık süre zarfında daha önceki rektörün bir projesi olan tıp fakültesi tamamlanmıştır. Ayrıca Türkiye üniversite memnuniyeti sıralamasında 2017 yılı ve sonrasında 119, 120, 124, 132 diye devam eden sıralama ile KMÜ’nün gerilediği bir döneme de girildiğini görmekteyiz. Şimdilerde mağdur olarak gösterilmeye çalışılan ve bir türlü kadrosunu başka üniversiteye aktarmasına rağmen halen gitmeyen/gidemeyen Prof.Dr. Ercan Oktay ise Prof.Dr.Mehmet Akgül’ün sağ kolu idi. Oktay, rektör yardımcılığına getirildiği gün iki daire başkanının yeri çoktan değişmişti bile. Liyakatsiz atamalar da kısa süre sonra peş peşe gelecekti. Özellikle mezun ettiği lisans üstü öğrencileri ve yurtdışı dönemindeki gurbet arkadaşlarını kadrolarına dâhil etmede de geç kalmadı.
 
Bu sürede yine şimdilerde olmazsa olmaz olarak gösterilen Cahit Suci ile dirsek temasını da hiç kesmedi Oktay. Suci, 3 rektör ile çalışmayı başarabilen nadir karakterlerden. Uzun yıllar SKS’nin başında idi. Cihannüma Derneği Karaman İl Temsilciliği gibi görevleri de bulunan Suci’nin eşi ise AKP Karaman İl Başkanı Yardımcısı. Anlayacağınız koyu Ak Partili. Benzer şekilde Adem Gümüş, Ali Şahin, Hasibe Ceyhan ya da Murat Yıldız gibi isimler ise çeşitli STK ya da oluşumların bayrağını sallayarak koltuğunu sağlamlaştırmaya çalışanlardan. Örneğin Adem Gümüş’ün gününde yapmadığı işler yüzünden üniversiteyi zarara uğrattığı iddia ediliyordu. Bu zarar kendisinden tahsil edilmek yerine üniversiteden tahsil ettirilmiştir. Ya da alanı olmayan konularda dersler veren bir diğeri. KADEM, İlim Yayma ya da Eğitim Bir Sen. Bu STK’lara lafımız olmamakla birlikte maalesef merdiven basamakları olarak kullanılan alanlar haline geldi. Hepsinin ortak özelliği ise bu tarz örgütlerin gölgesinde kendi işlerini yaptırmaya çalışmaları. Özellikle Oktay döneminde –Oktay dönemi diyorum çünkü Akgül o sırada FETÖ ile mücadele edince ortada pek yoktu– iyice güçlenen bu kesimlerin koltuk ortalamasına baktığımızda her birinin 3 rektör ile aynı konumda çalıştığını da görmekteyiz.
 
Oktay’ın transferlerinden ikisi ise Prof.Dr. Hüseyin Muşmal ve Muşmal’ın yakın arkadaşı Doç. Dr. Erol Yüksel’di. Hani şu yakın zaman önce görevden alınanlar… Yine Harun Çöpür gibi, ev tutmak yerine kütüphanede yatıp kalkan, diğer görevden alınan.
 
vs. vs.
Son dönemlerdeki sataşmaların kaynağında ise yine bu isimlerin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. “üniversitede çalgı-çengi” gibi yalan yanlış bir haberin yapıldığı dönem Erol Yüksel görevden alınmıştı. Hasibe Ceyhan, Rektör Namık Ak’ın ilk 3 ayı KMÜ haberlerindeki hemen her fotoğrafta yer almaya başlamış ancak bir süre sonra yönetimden dışlanmıştı. Hasibe Ceyhan’ın Rektör Namık Ak’ın Karaman’a gelişinde refakat ettiği de unutulmamalı. Unutulmaması gereken bir diğer konu ise KMÜ hakkında olumsuz haberlerin yapıldığı dönemler ile bu ve benzer kişilerin görevlerden uzaklaştırıldığı dönemlerin benzerlik gösterdiği… “demek beni görevden aldın görürsün sen” mantığı ile yalan yanlış gördüğü duyduğu kadarı ile habercilere sözde haberler servis etmeleri.
 
Rektörün CV’sinden…
AK PARTİ Konya Selçuklu Belediye Başkan Aday Adayı (2004)
Milli ve Manevi ortak değerleri ihata eden vakıf, derneklere (TEKBİR, TEKDER, MMG, BİRLİK VAKFI, MTTB, ÜNDER, MÜSİAD, FGV, TGTV, İYC, İYV, AYBİR, AKV, ENSAR, AVRASYA-BİR, CİHANNÜMA-ENERJİ, vb) üye veya müdavimidir.
 
Namık Ak hoca, sen böyle CV oluşturursan elbette çevreni saran, bal yapmaz arı da çok olur.
Neyse ki KMÜ’ye zarar verenleri bir bir temizledikçe belki daha çok taşlanacaksın ama eninde sonunda FETÖ ile mücadele eden Akgül’ün kurduğu bu sistemi ancak temizleyecek gibisin.
Ancak çevrende kim varsa Ak Partinin eskilerinden bir tanesi olduğunu unutmamalısın.
 
Veysel Göktekin, Eski Ak Parti….
Muhammet Ali Orak, Eski Ak Parti…
gibi...
 
Şimdi Namık Ak’ı yerden yere vuran kesimler Gümüş, Oktay, Suci, vb. gibi isimlerin iddia edilen usulsüzlüklerini zamanında neden yerden yere vurmadılar?
Çünkü… “sen benim sırtımı kaşı ben de seninkini” düşüncesi ile bu isimlerin her biri sistemin de bir dişlisi idi.
 
Sözüm o ki, Namık Ak hoca işin zor. Ancak bir yıl sonra liyakate önem verir hale geldiğini görür olduk. Bu arada Orak’ın, elbette koltuğunu güçlendirmek için birçok stratejik karara da etki ettiği bilinmekte. Koordinatörlüğünü yürüttüğü sınav yönetimi görevinde, görevlendirme yaparken sınav görevlerini peşkeş çekmesi gibi. Birçok hocaya görev düşmezken bazı memurlara tüm oturumlarda görev düşmesi gibi, Haziran 2021’de Kumluca’da özel görüşmeler gerçekleştirmesi gibi. Apartlarda türlü türlü işler çevirmesi gibi. Daha da ziyade Muşmal ile Yunus’un Gönlü Çalab’ın Bahtı isimli o muhteşem program dizisini çevirmesi gibi. Akademik bir geçmişi ve unvanı olmamasına rağmen öğretim üyelerine sözde ayar vermesi gibi…
 
Hal böyle iken artık düşün hocanın yakasından, düşün ki hoca çalışabilsin. Bu şekilde hem üniversitemizin adı hem de Karaman’ımızın adı kötüleniyor. Daha bir öğrencisi bile kaymakam olamamış kamucu! Bu işleri düşüneceğine kendi işlerine odaklan. Her biri elinden bebeği alınmış çocuk gibi Namık Ak’a düşman kesilirken, oturduğu koltuktan kalkmayı bilmeyen zatları da göz atmakta yarar var. Hatta bu kişilerin performans raporlarına da bakmak gerekir, kim ne zaman nereye gelmiş ve aldığı bayrağı nereye taşımış. Hele ki Oktay döneminde atanmış kim varsa halen onlarla çalışmaya devam edilmesi de manidar.