Tarım Alanları Betonlaşıyor
Betonlaşmanın, binaların çevreye olumsuz etkilerini anlatan Arıcı, binaların ve yerleşimlerin küresel ısınmaya sebep olan, seragazı olarak adlandırılan CO2 salınımının yüzde 40’ından sorumlu olduğunu, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları ve en önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet yetkililerine bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü kaydetti.
Bunun yanında yerleşimlerin, aynı zamanda su kullanımının yaklaşık yüzde 12’si, atıkların yüzde 65’i ve elektrik tüketiminin de yüzde 71’inden sorumlu olduğunu ifade eden Arıcı, "Bu rakamların büyüklüğü, binaların ve yerleşimlerin çevreye olan etkilerinin azaltılması için aynı zamanda büyük bir potansiyelin olduğu anlamına gelir. Amerika’da yapılan bir çalışma, ‘yeşil’ ya da ‘çevreci’ olarak adlandırılan binaların enerji tüketiminde yüzde 24-50, CO2 salınımında yüzde 33-39, su tüketiminde yüzde 40 ve atıklarda yüzde 70’e varan bir düşüş sağlanacağını ortaya koymaktadır" dedi.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı, ekosistemlere duyarlı yapılara ‘yeşil etiket” verilebileceğini kaydeden Arıcı, bunun teşvik edici olabileceğini söyledi.
Komite olarak sektörde yetişmiş eleman sorununun çözümüne yönelik çalıştıklarını da kaydeden Arıcı, bu konuda Mersin Üniversitesi ve Toros Üniversiteleri ile işbirliği yapmak istediklerini anlattı.
Komite olarak geride kalan 2017 yılında neler yaptıklarını da anlatan Arıcı, bu dönemde özelikle yapı denetim konusunda yaşanan aksaklıkların çözümüne ağırlık verdiklerini bildirdi. Yapı denetim firmaları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile belediye yetkilerini bir araya getirdikleri bir toplantı düzenlediklerini kaydeden Arıcı, bu toplantıda sektörde faaliyet gösteren firmaların sorunlarını çözüm önerilerini tartıştıklarını söyledi. Toplantı sonucunda ortaya çıkan önerileri rapor haline getirdiklerini ve konuyu oda aracılığıyla TOBB’a taşıdıklarını bildiren Arıcı, “Bu raporda Yapı Denetim Yasası’nın doğuşunda bir takım yanlışlıklar bulunduğunu belirttik. Müteahhitlerin kendisini denetleyecek yapı denetim firmasını kendisinin seçmesinin doğru olmadığını anlatarak bu sistemde bir değişiklik yapılmasını talep ettik. Aynı zamanda Mersin Milletvekilimiz ve odamızın geçmiş dönem meclis üyesi Serdal Kuyucuoğlu aracılığıyla konuyu TBMM’ye de taşıdık. İlgili komisyonda tartışıldı ama maalesef henüz sonuç alamadık" diye konuştu.
“Yüksek Yapılar Yönetmeliği önemli”
Yıl içinde üzerinde durdukları bir diğer konunun ise ‘Yüksek Yapılar Yönetmeliği’ olduğunu anlatan Arıcı, son dönemlerde kentte artan yüksek yapılar nedeniyle bu konuda yönetmelik yayınlanmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Komite olarak, yüksek yapıların doğru tekniklerle inşa edilmemesi durumunda yaşanabilecek sorunları içeren bir rapor hazırladıklarını dile getiren Arıcı, bu raporda yüksek yapıların yapımına uygun inşaat teknolojisinin henüz Mersin’de oluşmadığının yer aldığını söyledi. Mersin’de en fazla 7-8 katlı bina yapımına uygun teknoloji kullanılarak 20-30 katlı binalar inşa edildiğine değinen Arıcı, “Yüksek yapılar farklı teknolojilerle, konunun uzmanı kişiler tarafından yapılmalı. Projeler deneyimli müteahhitlerce yürütülmeli. Yangın merdivenlerinden asansörlere, mekanikten elektrik tesisatına kadar tüm işlemler yüksek yapılarda farklı tekniklerle uygulanmakta. Bu konuya standart getirilmesi adına belediyenin Yüksek Yapılar Yönetmeliği hazırlaması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
“Müteahhitlerin akreditasyonu önemli”
Müteahhitlik mesleğini de değerlendiren Arıcı, bu mesleğe standartlar getirilmesi gerektiğini söyledi. Tehlikeli binaların can güvenliğini riske soktuğunu hatırlatarak, bu konuda getirilecek standartların önemine dikkat çeken Arıcı, şöyle konuştu: “İnsanların hayatı söz konusu olmasına rağmen bin 500-bin 600 TL harç yatıran herkes müteahhitlik belgesi alabiliyor. Bunun önüne geçilmeli ve belli bir standart oluşturulmalı. İnşaat sektöründe bir bilgi birikimi olmadan müteahhitlik yapılmamalı. Deneyim sahibi oldukça da yaptığı inşaatlarda deneyimine göre kademeli olarak yüksek katlı inşaatlara geçiş sağlanmalı. Örneğin daha önce hiç deneyimi olmayan bir kişi ilk inşaatında 15 katlı bina yapamamalı. Aksi halde bu cinayete zemin hazırlamaktan farksız olur. İlk kez vergi mükellefi olmuş bir kişinin 7-8 katın üzerinde bina yapmasına izin verilmemeli. İş bitirmelerine bağlı olarak kat sayısında artış yapılmalı. Eğer bir deneyimi yoksa yanına inşaat mühendisi ya da mimar alarak ortak bir çalışma yapılabilmeli.”
Komite olarak müteahhitlerin akreditasyonuna, ehil kişilerin müteahhitlik yapmasına yönelik çalışma yürüttüklerini de anlatan Arıcı, bu konuda bir rapor hazırladıklarını ve raporu ilgili makamlara ulaştırdıklarını anlattı.