Sağlık Emekçisi Eczacılar Veznedar Değildir!
Yayınlanma:
50. Bölge Karaman Eczacı Odası Yönetim Kurulu, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek Karamanda görev yapan Basın Mensuplarıyla bir araya geldi.
Karaman Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ünsal, Birçok ülkede bireysel hak tanımı kapsamında sağlık bir temel hak olarak kabul edilmektedir. İnsanların sahip oldukları dil, din, ırk, cinsiyet ve gelir gibi unsurlara bakılmaksızın sağlık hizmetlerinden eşit faydalanmaları konusunda, genel bir kabul söz konusudur.Özellikle yoksullara devletin sınırsız tedavi hizmeti sağlaması sosyal bir sorumluluk ve görevdir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41 maddesinde de belirtildiği üzere, Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. Bu veriler ışığında sorulması gereken şudur:
Ülkemizde bu tedbirler alınmakta mıdır?
Geçtiğimiz yıl 1 Ekim’de yürürlüğe girmiş olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’yla vatandaşın sağlık sorunları azalmış mıdır? Kamu emekçileri ve yeşil kart sahiplerine sağlık ocaklarında parasız verilen tedavi hizmeti devam edecek midir? Eczacılara verilen tedavi hizmetlerinin tahsildarı olma görevi sona erecek midir?
Türk Eczacılar birliği olarak bu sorulara vereceğimiz cevap ne yazık ki kocaman bir HAYIRDIR!
1 Ekim’de yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle, daha önce ÜCRETSİZ olan, sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerine ilişkin 2 TL tutarındaki katılım payı, kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında, eczaneden tahsil edilecektir. Bunun anlamı; parasız olan sağlık hizmetlerinin artık paralı hale gelmesi ve sağlık emekçisi eczacıların, tahsildarlık görevinin artarak devam etmesidir. Bu, vatandaşlar için olduğu kadar eczacılar açısından da kabul edilemez bir tutumdur.
Yeni düzenlemenin getireceği olumsuzluklar bunlarla sınırlı değildir. Yeni uygulamayla birlikte, daha önce devlet hastanesinde 3, eğitim hastanelerinde 4 ve üniversite hastanelerinde 6 lira olan tedavi ücretleri, söz konusu hastanelerde 8 liraya çıkarılmakla kalmamış; özel hastanelerde 10 lira olan tedavi ücretleri de 15 lira olarak belirlenmiştir. Sözü geçen tedavi ücretlerinin tahsili için eczacılara yine tahsildarlık görevi verilmiştir.
Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki ıskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklenmektedir. Halen düşük karlılık oranlarıyla ayakta kalmaya çalışan 24 bin eczacının yüzde 40’a varması beklenilen yeni ıskonto oranlarıyla yaşamını sürdürmesi neredeyse olanaksız hale gelecektir.
Görüldüğü gibi herkesin istediği hastaneye gidebileceği, istediği doktora muayene olacağı ve istediği yerden ilaç alabileceği hayalleriyle sunulan yeni sağlık sistemi; gitgide vatandaşların ve eczacıların kâbusu haline gelmeye başlamıştır.
Amacımız gün geçtikçe vatandaşların ve biz eczacıların durumunu gitgide içerisinden çıkılamaz hale getiren yeni düzenlemelerin önüne geçebilmektir. 19.Bölge Tekirdağ Eczacı Odası olarak çözümün yolunun, karar alma mekanizmalarında bulunan kişi ve kuruluşların; Anayasanın 41. maddesinde belirtilen kıstaslara ve kendi çıkarttıkları yasalara, imzaladıkları Protokollere uymasıyla gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bugün, 5510 sayılı Yasaʹya aykırı olarak yapılan birinci basamak tedavide muayene ücreti uygulamasının ve Protokolʹe aykırı olarak özel hastane muayene ücretlerinin eczacılar aracılığıyla tahsil edilmesi uygulamasının yürütmesinin durdurulması istemi ile dava açmış bulunuyoruz.
Bizler, geçtiğimiz bir yıl içinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Taslağı’nın yürürlüğe girmesinden itibaren eczacılara yüklenen angaryalar, hastalarımızın sağlık hakkını tehdit eden uygulamalar ve eczane ekonomisini daraltan düzenlemeler nedeniyle, çok kısa bir süre önce ‘’Artık Yeter’’ deme noktasına gelmiş ve 21 Aralık 2008’de Kolej Meydanı’nda 32.000 kişinin katıldığı miting ile tepkimizi duyurmuştuk. Gittikçe şiddetlenen bu sorunlar yumağına olan tepkimizin de gittikçe şiddetleneceğini, eczanelerimizi ve hastalarımızı korumak için bütün gücümüzü seferber edeceğimizi, basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Ülkemizde bu tedbirler alınmakta mıdır?
Geçtiğimiz yıl 1 Ekim’de yürürlüğe girmiş olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’yla vatandaşın sağlık sorunları azalmış mıdır? Kamu emekçileri ve yeşil kart sahiplerine sağlık ocaklarında parasız verilen tedavi hizmeti devam edecek midir? Eczacılara verilen tedavi hizmetlerinin tahsildarı olma görevi sona erecek midir?
Türk Eczacılar birliği olarak bu sorulara vereceğimiz cevap ne yazık ki kocaman bir HAYIRDIR!
1 Ekim’de yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle, daha önce ÜCRETSİZ olan, sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerine ilişkin 2 TL tutarındaki katılım payı, kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında, eczaneden tahsil edilecektir. Bunun anlamı; parasız olan sağlık hizmetlerinin artık paralı hale gelmesi ve sağlık emekçisi eczacıların, tahsildarlık görevinin artarak devam etmesidir. Bu, vatandaşlar için olduğu kadar eczacılar açısından da kabul edilemez bir tutumdur.
Yeni düzenlemenin getireceği olumsuzluklar bunlarla sınırlı değildir. Yeni uygulamayla birlikte, daha önce devlet hastanesinde 3, eğitim hastanelerinde 4 ve üniversite hastanelerinde 6 lira olan tedavi ücretleri, söz konusu hastanelerde 8 liraya çıkarılmakla kalmamış; özel hastanelerde 10 lira olan tedavi ücretleri de 15 lira olarak belirlenmiştir. Sözü geçen tedavi ücretlerinin tahsili için eczacılara yine tahsildarlık görevi verilmiştir.
Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki ıskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklenmektedir. Halen düşük karlılık oranlarıyla ayakta kalmaya çalışan 24 bin eczacının yüzde 40’a varması beklenilen yeni ıskonto oranlarıyla yaşamını sürdürmesi neredeyse olanaksız hale gelecektir.
Görüldüğü gibi herkesin istediği hastaneye gidebileceği, istediği doktora muayene olacağı ve istediği yerden ilaç alabileceği hayalleriyle sunulan yeni sağlık sistemi; gitgide vatandaşların ve eczacıların kâbusu haline gelmeye başlamıştır.
Amacımız gün geçtikçe vatandaşların ve biz eczacıların durumunu gitgide içerisinden çıkılamaz hale getiren yeni düzenlemelerin önüne geçebilmektir. 19.Bölge Tekirdağ Eczacı Odası olarak çözümün yolunun, karar alma mekanizmalarında bulunan kişi ve kuruluşların; Anayasanın 41. maddesinde belirtilen kıstaslara ve kendi çıkarttıkları yasalara, imzaladıkları Protokollere uymasıyla gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bugün, 5510 sayılı Yasaʹya aykırı olarak yapılan birinci basamak tedavide muayene ücreti uygulamasının ve Protokolʹe aykırı olarak özel hastane muayene ücretlerinin eczacılar aracılığıyla tahsil edilmesi uygulamasının yürütmesinin durdurulması istemi ile dava açmış bulunuyoruz.
Bizler, geçtiğimiz bir yıl içinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Taslağı’nın yürürlüğe girmesinden itibaren eczacılara yüklenen angaryalar, hastalarımızın sağlık hakkını tehdit eden uygulamalar ve eczane ekonomisini daraltan düzenlemeler nedeniyle, çok kısa bir süre önce ‘’Artık Yeter’’ deme noktasına gelmiş ve 21 Aralık 2008’de Kolej Meydanı’nda 32.000 kişinin katıldığı miting ile tepkimizi duyurmuştuk. Gittikçe şiddetlenen bu sorunlar yumağına olan tepkimizin de gittikçe şiddetleneceğini, eczanelerimizi ve hastalarımızı korumak için bütün gücümüzü seferber edeceğimizi, basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Sağlık