Tiroid gözlerin şeklini bozuyor!
Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Cihan Ünlüçerçi, tiroid bezinin fazla çalışması nedeniyle hastaların göz kapaklarında çekilme olduğunu, göz küresinin beyaz bölümüyle birlikte daha çok görünür hale geldiğini söyledi.
Gözlerdeki şekil bozukluğunu gidermek için 3 ayrı tedavi yöntemi bulunduğunu belirten Dr. Ünlüçerçi, “Orbita Dekompresyonu” denilen cerrahi yöntem ile gözün eski görüntüsüne kavuşmasını sağlayabildiklerini söyledi.
Tiroidʹin Gözlere Etkisi...
Dr. Cihan Ünlüçerçi, tiroid bezi çok çalışan hastaların gözlerinde oluşan rahatsızlıkları şöyle sıraladı:
• Yanma ve sulanma
• Gözlerde kum atılmış gibi batma hissi
• Işığa hassasiyet oluşması
• Bulanık görme
• Özellikle yanlara ve yukarı bakışta artan gözlere baskı hissi
• Şişmiş ve kızarmış gözkapakları
• Göz kapaklarının çekilmesi
• Aşağı bakışta üst göz kapağının geç düşmesi
• Gözünü çok az kırpabilme
• Göz iltihapları
• Gözlerin ileri fırlaması
• Göz kapaklarının tam kapanamaması
• Baş ağrısı
• Çift görme
• Çok nadir olmakla birlikte kalıcı görme kaybı
Tiroid Bezi Çok Çalışınca...
Tiroid bezi çok çalışınca gözde oluşan rahatsızlıkları gidermek amacıyla başlıca üç tedavi yöntemi kullanılıyor:
• Tiroid bezinin cerrahi olarak çıkarılması
• Radyoaktif iyot tedavisi
• Göz arkasındaki dokuların tıbbi-cerrahi yöntemle tedavisi
Üç Ayrı Tedavi Yöntemi...
Tiroid bezinin cerrahi olarak çıkarılması: Fazla çalışan bez ameliyatla alınır ancak bu ameliyat gözdeki değişiklikleri kesin olarak önlüyor denilemez.
Radyoaktif iyot tedavisi: Bu yöntemle radyo aktif madde bezde tutulur ve fazla çalışan hücreleri tahrip eder. Ancak bu arada alınan iyot de vücutta bazı reaksiyonları tetikleyebileceği için mutlaka öncesinde kortizon tedavisine başlamak gerekiyor.
Göz arkasındaki dokuların tedavisi: Bu da tıbbi tedavi ve cerrahi tedavi olmak üzere ikiye ayrılır.
Tıbbi Tedavide Neler Yapılıyor?
Göz arkasındaki yağ dokusu ışınlanır. Kimi kliniklerde 10 günde kimi kliniklerde 20 haftada tamamlanan bir ışınlama sürecinden sonra tedavi tamamlanır. Ama bu korkutucu gelmesin çünkü bu tedavide verilen dozlar kanser hastalarına verilen dozun çok çok altındadır. Ayrıca güneş yanığı gibi ciltte sadece bir kızarıklıktan başka yan etkisi yoktur.
Cerrahi Tedavide Neler Yapılıyor?
Bu hastalığın aktif dönemi genellikle 3-5 yıl sürer. Bu nedenle en az 6 ay tiroid bezi fonksiyonlarının normale dönmesi, gözde hiçbir enflamasyonun (iltihabın) olmaması gerekir. “Orbita dekompresyonu” denilen yöntemde, göz çukurluğunun içini dolduran yağ dokusunun bir kısmı alınabilir. Ya da göz çukurunun çevresindeki kemik duvarlar kırılarak, gözün arkasındaki yağ dokusunun buralara sarkması ile göz sinirinin üstündeki baskı azaltılır. Bu ameliyatlardan sonra gözün arkasındaki yağ dokusu farklı bölgelere kayabileceği için çift görme olabilir. O zaman gerekli şaşılık ameliyatları yapılabilir. Son adımda da gözleri tam kapatmayan göz kapakları ameliyatla uzatılır. Böylece uyurken gözlerin kapanması ve günlük hayatta da hastanın hastalık öncesindeki durumuna kavuşması sağlanır.
Tedavilerde Yüzde 80 Başarı Sağlanıyor
Bu yöntemler oldukça başarılı oluyor. Başarı yüzdeleri yüzde 80 oranında. Ancak yapılacak girişimlerin zamanlaması büyük önem taşıyor. Görme tehdit altındaysa, acil girişim gerekiyor. Bunun dışında en uygun zamanın beklenmesi gerekiyor.
Her Hastanın Gözlerinde Sorun Oluyor mu?
Tiroid bezi fazla çalışan tüm hastalarda az veya çok gözlerde bazı değişiklikler oluyor. Küçük bir kısım hasta kendilerinin dahi farkında olmadığı bazı değişikliklerle bu hastalığı atlatırken hastaların yüzde 75’inde gözle görülür değişiklikler oluyor. Hastaların yüzde 25-30’unda ise değişiklikler çok ağır gerçekleşiyor.
Hastalığı Önceden Kontrol Etmek Mümkün mü?
Hastalık hem tiroid bezinin fazla çalışması hem de vücudun yanlışlıkla kendi dokularına karşı ürettiği antikor denilen maddelerden oluştuğu için bunları önceden kestirmek pek mümkün değil. Yapılan tedavilerin çoğu oluşmuş değişiklikleri düzeltmek yönünde. Yalnız bilinen kesin bir şey varsa; o da sigara içmenin bu hastalığı kötü etkilediği ve şikayetleri artırdığı. Son zamanlarda antioksidanların ve selenyumun, hastalığın etkilerini azalttığına dair yayınlar çıkıyorsa da bu konunun daha araştırılması gerekiyor. Bu değişikliklerin önceden kontrolü günümüzde henüz mümkün değil.