Toplumdaki Öfke, Bağımlıları Bataklığa Sürüklüyor
Kardiyoloji Uzmanı ve Gül Madde Bağımlılarını Kurtarma ve Gençlik Derneği Başkanı Dr. Özgür Öz, yardıma ihtiyacı olan, şefkate ihtiyacı olan bağımlı gençlerin öfkeyle, korkuyla uzaklaştırıldığında bunun bağımlıları daha çok bataklığa sürüklediğini söyledi.
Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı ve Gül Madde Bağımlılarını Kurtarma ve Gençlik Derneği Başkanı Dr. Özgür Öz, Yeşilay Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, “Yeşilay Derneği ilk olarak alkol bağımlılığına karşı mücadele maksatlı kurulmuştur. Günümüze baktığımızda ise alkol dışında toplumda çok daha yaygın kullanılan çok daha tesirli, gençleri daha çok tutsak eden farklı alışkanlıklar ya da bağımlılıklar ortaya çıkmıştır. Tabii ki alkol bağımlılığı hem sağlık açısından hem ruh açısından hem de sosyal hayatımız açısından önemli olmaktadır” dedi.
“MADDE BAĞIMLILIĞI ÇIĞ GİBİ BÜYÜMEKTE”
Madde bağımlılığının çığ gibi büyüdüğünü belirten Dr. Özgür Öz, “Bugünkü süreçte sigara bağımlılığı, alkol bağımlılığı ve uyuşturucu madde bağımlılığı had safhada yüksektir. Sigara bağımlılığı daha sosyal ve kabul edilebilir bir pozisyonda olup gün geçtikçe bağımlı sayısının azaldığını görüyoruz. Alkol bağımlılığı ise kısmen azalmakta olup eskiye nazaran aynı oranlarda diyebiliriz. Madde bağımlılığı ise çığ gibi büyümekte. Bugün baktığımızda artık çok ucuz paralarla çocukların cep harçlıklarıyla dahi alabilecekleri boyuta getirildiğini, teşvik edildiğini biliyoruz. Hatta çocukları madde kullanımına başlatmak maksatlı başlangıç aşamasında parasız dahi verildiğini biliyoruz” diye konuştu
“BAĞIMLILARA KARŞI ÖFKE DAHA ÇOK BAĞIMLILIĞA İTİYOR”
Madde bağımlılığının bedensel, ruhsal ve sosyal hastalıklara yol açtığını dile getiren Öz, “Sosyal boyutu çok daha büyüktür. Hem bağımlının kendisini hasta etmesi hem geleceğini karartması hem de toplumun bağımlıya karşı olan tutumu, toplumu hasta etmektedir. Bugün baktığımız zaman bağımlılara karşı bir öfke, korku, endişe olduğunu görüyoruz. Bu da toplumun bir hastalığı. Dolayısıyla yardıma ihtiyacı olan, şefkate ihtiyacı olan bu gençlerin ne yazık ki öfkeyle, korkuyla uzaklaştırılması söz konusu. Bu da bağımlılığa olan süreci kötüleştiriyor. Çocukları daha çok bağımlılığın içine ve daha çok çıkmaza sokuyor. Derneklerin, üniversitelerin, kamu kurumlarının hatta her vatandaşın üstüne düşen görevler var. Gelecek neslimiz açısından çok önemli. Bugün baktığımız zaman bağımlılık açısından hepimiz risk altındayız. Kendimiz dahi risk altındayız ki çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Elbette ki bağımlılıkla savaşarak koruyacağız” ifadelerini kullandı.
“BAĞIMLININ YANINDA AİLENİN DE REHABİLİTASYONU ÖNEMLİ”
Bağımlı kişinin sağlık sorunlarının giderilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Öz, “Çünkü bağımlılık irade ile bırakılmama anlamına gelmektedir. Dolayısıyla mutlaka tedavi süreci olmalıdır. Aynı zamanda bağımlılık sonrası rehabilitasyonu çok önemlidir. Bununla birlikte ailenin de rehabilitasyonu önemlidir. Çünkü aileyi eğitmezsek, öğretmezsek bağımlıyı yanlış yönlendirecek, kendisinden koparacak, belki de istenmeyen sonuçlarla karşılaşılmasına sebep olacaktır. Dolayısıyla bağımlılıkla mücadelede hekim olarak bizim görevimiz çok fazla. Elbette ki sosyologların, psikologların da ciddi mesai harcaması gereken bir durum ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.